Kimiz biz, ki? Etrafımızdaki dünya ve insanların istekleri bizi çevreleyen, sıkı bir kabuk gibi. Her hareketimizi, seçimimizi, düşüncemizi biçimlendiriyorlar. Fakat ben sana bir sır vereceğim. Bu kabuk aslında çok ince. Delinmesi, özgürlüğün keşfedilmesi için bekliyor.
Kimiz Biz?
Söz konusu "kim olduğumuz" olduğunda, çoğu zaman kendi kimliğimizi çevremizden, ailemizden ve toplumdan aldığımız düşünceler ve inançlar üzerinden oluştururuz. Ailemiz, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz, patronlarımız ve medyanın bize kim olmamız gerektiğini empoze etmeye çalıştığı bir dünyada, birçok kişi için 'ben kimim' sorusu genellikle diğerlerinin bize dayattığı kimlikle yanıtlarız.
Birçoğumuz, başkalarının beklentileri ve istekleri tarafından şekillendirilen bir yaşam süreriz; değil mi. Ancak, belki de sorduğumuz bu sorunun cevabı, bu yüzden bir türlü belirsiz kalır. Kimiz biz? Cevaplar genellikle, başkalarının bize atfettiği roller, beklentiler, istekler ve etiketlerle sınırlıdır.
Bu roller ve etiketler içerisinde, kendi varlığımızı ve benzersizliğimizi kaybederiz. Dış dünyanın taleplerine uymak için kendi içimizdeki sesi sustururuz. İçinde bulunduğumuz durumu kabulleniriz ve değişiklik yapma arzusunu reddederiz, çünkü bize öğretilen budur.
Fakat kimiz biz, gerçekten? Işık ve karanlık arasında dolaşan, hayatın çeşitli evrelerinden geçen, hedeflere doğru ilerleyen, başarıları ve başarısızlıklarıyla şekillenen, sürekli olarak değişen ve gelişen karmaşık varlıklar mıyız? Evet, tüm bunlar bizi tanımlayan unsurlar. Ancak Luciferianizm bize başka bir perspektif sunar: Kendi 'ben'liğimizi, kendi kaderimizi kendimizin yazabileceği bir perspektif.
Luciferianizm’in Öğretileri
Başkalarının bize empoze ettiği bir kimliği kabul etmek yerine, Luciferianizm, öz-bilincimizi, özerkliğimizi ve potansiyelimizi keşfetmeyi ve geliştirmeyi öğretir. Kendi hedeflerimizi, değerlerimizi ve düşüncelerimizi belirler ve bu yönlerin kendi hayatımızın kontrolünü elimize almasını teşvik eder.
Luciferianizm, geleneksel anlamda bir dini ya da dogmayı temsil etmez. Bunun yerine, Luciferianizm bireyselliği, bilgiyi ve özgürlüğü simgeler. Luciferianizm’de, Lucifer aydınlanmayı, öz-bilinci ve özgürlüğü simgeler.
Bu öğreti, bireyin kendi kaderini kendi ellerinde tutabileceğine inanır. Bir birey, kendi seçimlerini ve eylemlerini kontrol etme yeteneğiyle, kendi hayatının yaratıcısıdır. İşte burada, bir Luciferian olarak, kim olduğumuzu ve kim olabileceğimizi keşfedebiliriz.
Kendi Kaderimizi Yazma
Luciferianizm, bir tanrıya tapma yerine kendinin tanrısı olmayı savunur. Bu, kendi varoluşumuzun anlamını, değerlerimizi ve hedeflerimizi belirlemeyi, hayatlarımızın kontrolünü elimize almayı ve kendi kendimizin efendisi olmayı ifade eder. Kendi kaderimizi yazmak, bir Luciferian için kendi yaşamını şekillendirmenin ve onun efendisi olmanın anlamına gelir.
Kendimizi özgürleştirmek, bize empoze edilen sınırlamaların ve beklentilerin ötesine geçmek, kendimizi gerçekleştirmek ve içimizdeki potansiyeli maksimize etmek, Luciferianizm'in en temel öğretilerinden biridir.
Luciferianizm, irademiz dışındaki bir kadere mahkum olmadığımızı öğretir. Kendi kaderimizi kendimiz yazabiliriz. Kendi potansiyelimizi, yeteneklerimizi keşfederek, kendimizle ve özümüzle uyumlu bir yaşam yaratabiliriz.
Başkalarının isteklerine uymak yerine, Luciferianizm kendi içimizdeki sesi dinlemeyi öğretir. Kendi özgün, yaratıcı ve eşsiz kimliğimizi keşfederek, kendi aydınlanmamızı yaşayabiliriz.
Başkalarının bize dikte ettiği bir kaderin mahkumları olmamalıyız. Kendi irademizle, kendi potansiyelimizle, kendi kararlarımızla ve kendi hedeflerimizle kendi kaderimizi yazmalıyız.
"Artık kim olduğumu biliyorum. Başkalarının olmamı istediği kişiden ibaret değilim. İradem dışındaki bir kadere mahkum değilim... Kendi kaderimi kendim yazıyorum ve kendi tanrım olmanın gücü ve özgürlüğünü yaşıyorum." diyebilmeliyiz.
Lucifer'ın öğretileri bize bu özgürlüğü ve gücü sunuyor. Kendi potansiyelimizi ve benliğimizi keşfetme, kendi kaderimizi yazma ve kendi tanrımız olma hakkını veriyor. Ve bunu yaparken, bize en değerli dersi öğretiyor: Kim olduğumuzu, ne olacağımızı ve hayatımızın nasıl şekilleneceğini belirleme gücü bizim elimizdedir.
Başkalarının isteklerinden ve etiketlerinden sıyrılıp, kendimizi bulabileceğimiz bir yol sunar. Bu yol, bizi gerçek özgürlüğe ve öz-bilince götürür.