Yoksulluk içinde yaşayan bir dilenci varmış. Bir ağacın altına oturup, gelip geçen insanlardan bozuk para için dilenirmiş. İnsanlar birkaç bozuk para atarmış. Bir gün bu adam ölmüş. Arkadaşı ya da akrabası olmadığı gibi kimse onu bir yere götürüp gömmek istememiş. Bu yüzden onu hemen dilendiği yeri kazıp gömmeye karar vermişler. İnsanlar dilencinin oturduğu yeri kazmaya başladıklarında büyük bir hazineye rastlamışlar. Dilencinin yıllarca dilendiği yerin sadece birkaç metre altında kocaman bir hazine varmış, kocaman kap dolusu altın ve dilenci bütün hayatı boyunca orada oturup para dilenmiş. Sadece oturduğu yeri kazmış olsaydı, çok zengin bir adam olabilirdi.
Kısaca, Kundalini'yi bu şekilde izah edebiliriz. Çünkü Kundalini kavramı son derece karmaşıktır. Herkes bir hazinenin üzerinde oturuyor, ama başka yönlere bakıyor. Hazinenin nerede olduğuna bakmıyorlar. Yani böyle bir gücün orada olduğunu asla kimse fark etmiyor. Kundalini, içinizdeki kullanılmayan, keşfedilmemiş bir hazinedir. Bu enerjiyi, hayatınızı tamamen farklı bir boyuta dönüştürmek için kullanabilirsiniz; hayal bile edemeyeceğiniz bir boyuta. Neticesinde bazılarımız kundalini kelimesini hiç duymadık ve bazılarımızda kundalini enerjisini aktif edip deneyimledik. Kundalini, hepimizin içinde var olan bir enerji olarak tanımlanabilir. Omurganın tabanında kök çakrada yaşar ve aktive edildiğinde tüm çakralarımızdan yükselerek taç çakraya çıkar. Aktifleştiğinde son derece güçlü bir enerjimiz oluşur ve düşüncelerimiz daha hızlı realitemizi oluşturmaya başlar.
Koşulsuz sevgi meditasyon uygulamasıyla veya bazı durumlarda kendiliğinden etkinleşebilir. Bazı insanlar günlük hayatlarında farkına bile varmadan kısmi Kundalini enerjilerini uyandırabilir. Örneğin elinden gelenin en iyisini yapmak için aşırı baskı altındaki bir sporcu, içinde bulunduğu koşullarla mücadele etmek için Kundalini'yi etkinleştirebilir. Atletizmde, herkesten daha yüksek bir seviyede çalışıyormuşsunuz gibi hissettiren bu enerji performansınız büyük ölçüde arttırır tüm duyularınız inanılmaz derecede yüksek düzeyde çalışır. Kundalini'yi hiç duymamış olsanızda bu sizi daha yüksek farkındalığa getirmek için bilinciniz tarafından çalıştırılan enerjidir. Kısmi kundalinin aktifliği harika ve güçlü bir deneyim olsa da, tam bir kundalini uyanışının yerini alamaz.
Eksiksiz bir Kundalini deneyimi vücudunuzda hareket eden güçlü bir enerjinin bir volkan gibi patlaması olarak söyleyebiliriz. Bu açıklamalar oldukça doğrudur ve bu duygu rahatsız edici, bazen korkutucu ve hatta fiziksel beden için acı verici olabilir. Ancak, Kundalini'nizin yükselmesine bir kez alıştığınızda, bu çok güzel bir deneyim haline gelir. Bazıları bu uyanışı tanrısallığı anlama veya tanrısallığı deneyimleme olarakda tanımlar. Açıkçası, bu deneyimi kelimelerle düzgün bir şekilde tanımlamanın bir yolu yok çünkü tarif etmenin çok çok ötesinde.
Manevi kavramları tartışırken sıklıkla "ego" kelimesini duyuyoruz. Kundalinimiz aktif olduğunda, egolarımız hemen olmasa da hızla çözülme eğilimine girer. Yavaş ego çözülmesi bile çoğumuz için son derece zorlayıcı olabileceğinden, bu korkutucu olabilir. Kundalini'nin yaşam gücümüz olduğunu ve dünyamızda gördüğümüz herkesin ve her şeyin, hatta canlı ve cansız gibi görünen nesnelerin bile bu güzel enerjiyi bünyesinde barındırdığını bilmek ve anlamak çok önemlidir. Bilinçli varlıklar olarak, bu enerjiyi besleyebilir ve neticesinde sadece bizi dönüştürmekle kalmayıp aynı zamanda çevremize daha fazla sevgi aşılayabiliriz ve ruhsal bir varoluşa doğru yol alabiliriz. Uyanışa giden yol zorlu olabilir ama verdiği meyve yolculuğa herşeye değer.